Komşusu anlatıyor; “Çok iyi adamdı. Nasıl oldu bilmiyoruz. Akşam öğrendik, beş çocuğunu, karısını bıçakla kesmiş”
O çok iyi adamlar, kadınlar komşumuz, arkadaşımız, yolda, işte karşılaştığımız insanlar onlar.
Hepsi dindar, günde beş vakit namazını kaçırmayan, memleketini seven, milliyetçi… Aile babası, eş, sevgili iyi insan onlar…
Ama nasıl oluyor, bileni yok. Birden bire, her şey birden bire oluyor. O içlerindeki canavar uyanıyor, söz dinlemez oluyor.
Kalıyoruz öylece, ne diyeceğimizi bilmez.
Oysa biraz düşününce bulması zor değil.
Sistem kendi insanını, karşıtı ile birlikte yaratıyor. Çünkü hiçbir sistem kendisi için uygun insanı ve onun karşıtı olmadan var olmaz, ayakta kalamaz.
İyi aile babası, iyi eş, sevgili, dindar, milliyetçi, vatanına, bayrağına bağlı, yöneticilere boyun eğen, dediğinden çıkmayan, gerektiğinde sokağa dökülen insanlar olmadan bu sistem, bu çarklar dönmez.
Okullar bunun için var, televizyonlar, televizyonlarda diziler, gazeteler, sür manşet haberler, satır araları bunun için…
O insanı yaratmak için her şey…
Hiç şaşırmayın.
O insan bir kez yaratıldı mı, ülke yönetmekten daha kolayı yok. İçerideki öğrenci, gazeteci, insan hakları savunucusu, sıradan vatandaş herkes; “iyi insanın” ayağına bağ olan hain, vatan millet düşmanı terörist olur, iki dudak arasından çıkan sözle…
Savunan çıkmaz artık onları…
“İnsanlık için” diyip yırtınsan da; bir Allahın kullu kılını kıpırdatmaz…
Sonra günün dar bir vakti, devran döner. O kımıldamaktan korkanlar, çıkıp ses vermekten çekinenler kendileri için konuşan, kımıldayan birilerini bulamaz olurlar.
Bir kısır döngüdür döner…
Kimsesizlerin, kimsesi olmaz artık.
Başlarsın bağırmaya; “İnsanlık öldü mü?” diye…
Hasan KAYA
05 Kasım 2012 Pazartesi