Bu hikâye kitabı okurun ilgisini çekecek destansı, şiirsel anlatımıyla birlikte, Anadolu’nun yakın tarihinde halkların yaşadığı acıları anlatırken kıyım, sürgün ve yok saymanın insan hayatlarına verdiği zararın onarılamaz olduğuna dikkat çekmekte.
‘’Hikâyeleri var, hep anlatılan. Hikâyelerimiz bizde, bizi vuran. Öyle sıradan bir yürek burkması, akşamın hüzün yeli değil hiç biri. Kurgusal bir yalanın erişemeyeceği kadar inanılmaz, bir o kadar gerçek. Zor hayatların zoru ile yazılmış. Kolay anlatılır, kolay dinlenir.’’
Dersim, Gümüş Kapısında asma kilit…
Dersim halkının bir kısmı kıyılır. Bir kısmı sürgün edilir. Bölge insansızlaştırılır. Bölgeye geçit veren yerlere kurulan karakollar asma kilitlerdir.
Bu asma kilitleri kırıp sılaya dönmek, sürgün edilenlerin bir on yıl kadar rüyalarını süsler. Sürgünde çocuklar doğar, sürgünde çocuklar büyür. En zoru da Dersim’de çocukluğunu bırakıp sürülenler yaşar. O sürgün çocukları vakti gelince sılanın yolunu tutar. Yaşanmamış acılı çocukluğunu arar, çocukluğunun Dervişlerini dile getirir.
O binlercesinin bıraktığı yerden başlar anlatmaya; ‘’Anadolu’da sürülmüş tarlalar boyu gelinciktik. Söğüt gölgesinde Bedrettin’ce kuru ekmeği bir zeytin tanesiyle üleşirdik. Dosttuk kurda kuşa, suya inen ceylana. Henüz düşman eli değmemiş, yanmamıştı ormanlarımız, yeşildik. Sabahın alaca ayazında ateşi çaldırdık, söndü ocağımız, kaynayıp pişemedik. Asasını yitirmiş Pir’in elinde kuru bir daldık, yollarda kaldık.’’
‘’Zamandı zaman içinde dönen arınan. Gün artık o gün, zaman artık o zaman değildir. Sevgiliye yüreğini açmış yardır akan sular. Duru aydınlık derinliğini aşikâr eden yürekler sevmesini ve üretmesini bilendir. Er kişi odur ki; bilir bilmenin, bilginin ateşini. Haktan çalan halka veren insandır makbul olan.’’
Sınırsız Yayınevi, Ankara
İncesu Caddesi 29/B
Çankaya/Ankara
0312 434 30 31 / 0533 367 48 60
www.sinirsizkitapyayin.com