GirdiğiMiz her kurumda, kimi son derece şık ama yine de soğuk yüzlü bir makine karşılıyor bizi. Sıra numarası veren bu makineler çoktandır yaşamımızın bir parçası.

Bazen zorlandığımız olmuyor değil. Ama her seferinde biri imdadımıza yetişip yardım ediyor.

Geçen postanede sıra numarası elimde gözüm göstergede ne zaman çağrılacağımı bekliyorum. Önümde iki kişi var. Araya birileri girip memuru soruları ile rahatsız etmeselerdi çoktan sıra bana gelmişti…

Ellerinde sıra numarası; “Bir şey sorabilir miyim” diyen uzun uzun derdini anlatıp sıranın bana gelmesini uzatırken ben de haliyle “Ya sabır” diyerek bekledim…

Sıra yaklaştıkça, canım burnumda, patladım patlayacağım.

“Bunu burada mı yatıracağım” diye soran yaşlı kadın memura değil bana soruyordu…

Toplam tutarı sıradan bir telefon faturasıydı elinde tutuğu. (Hadi meraklı okur için söyleyeyim toplam 50 Lira bile değildi…)

“Evet” der demez yanıma oturup başladı haylaz torunun başına açtığı işleri anlatmaya…

Sesinde kızgınlık, öfke yoktu. “Gençlik bu” böyle olur der gibiydi.

Birden o anlamlı “Ama” geldi…

Ne çok duyuyordum son günlerde bu  “Âmâları…”

Evet, benim de sık dediğim oluyor…

Her şey iyi güzel; bir de âmâsı olmasa…

Emekli Nurten Hanım; “Aldığımız aylık şuncacık bir şey” derken kendini acındırmaktan çok alaycıydı sesi.

Hiçbir şeye yetmeyen aylığını ile dalga geçiyordu.

Birazda benim kışkırtmamla gülerek; “Boşuna beklemeyin şu kadar yıl devlete çalıştım diyerek kendimi acındıracak değilim” derken gülümsüyordu. Ardından kısa ve öz; çalışmanın, üretmenin insanı, birey ve ayakları üzerinde durmasını bilen yaptığını anlatı eğitmen titizliği ile sözcükleri seçerek…

“Şimdi siz şu kadar öğrenci yetiştirdim, adam ettim de demezsiniz hocam” diyince…

“Hayır, demeyeceğim. Çünkü durum ortada. Adam etmiş olsaydık başta biz bu durumda olmazdık.” derken sitemkârdı sesi…

Milletvekillerinin bir gecede aylıklarına yaptığı zam, dilimin ucuna kadar geldi, diyemedim.

Ne diyeceğimi bilemiyordum. Allahtan çağrı göstergesinde numaram yanmıştı “Müsaadenizle Hocam” diyerek gişeye doğru ilerledim…

İşimi biter bitmez dönüp tokalaşarak bir dahaki fatura kuyruğunda buluşmak umuduyla diyerek oradan ayrıldım…

Hasan KAYA

31 Aralık 2011 Cumartesi