Hayat dinamik bir şey, sürekli ileri doğru yadsınmaz bir devinim içinde. İleri doğru, her hamlesinde önümüze çözülmesi zor sorunlar koyuyor. Sorunsuz, bölge, ülke, kişi yok… Bu da; sorunlu bir dünyada yaşadığımız anlamına geliyor.
Bütün bu sorunların altından kalkmak için bilgiye, özelikle de günün bilgisine ihtiyacımız var. Ancak bilim ve teknolojideki hızlı gelişime bu sorunların hızına yetişemiyor. Günün aklını üretemiyor.
Bu doğal olarak eksi çözümleri revaçta tutuyor. Dört elle sarılanacak şeyler olarak önümüze koyuyor. Eskimiş, bu görüşlerin, çözümlerin revaçta kalmasının bir başka nedeni, kolaycılığı seviyor olmamızdır. Bizi yormayan, kolay ulaşılabilir çözümlere yöneliyoruz. Eskimiş, çoktan geçerliği olmayan bu çözümler, çözüm yerine çözümsüzlük üretiyor. Küresel bir dünyada, yerel, etnik, dinsel çözümlere sarılmak yeni sorunların uç vermesini kaçınılmaz kılıyor. Bu sorun çözme yöntemi ve araçları, bir sonraki adımda, kaçınılmaz olarak sorunlar sarmalı içine düşme anlamına geliyor.
Hasan KAYA
30 Ağustos 2016 Salı