1Başkaları yapınca hemen görüyoruz; “bu ne ahmaklık, ne beceriksizlik” diyoruz.

Tespitimiz ile övünüyor, kendimizle gurur duyuyoruz.

Gücü eline geçiren, çoğunluk olan, nalıncı keserini elinden bırakmıyor. Hep kendine, hep kendine yontuyor. Hep kendini düşünür oluyor, hep haklı çıkıyor.

Gücü eline geçirenlerin hırsı, aç gözlülüğü büyüdükçe insanlığı küçülüyor, ezilerek küçücük kalıyor hırslarının altında

İyi de, bu salt onlara özgü bir özelik değil ki…

Hepimiz biraz böyleyiz. Bu ülke insanın genel ve neredeyse gündelik hayatta her gün yeniden ürettiği bir özeliği.

Kime kızıyoruz ki; o yakındığımız sorunların hepsini kendimiz yaratıyoruz. Takılıp düştüğümüz taşların hepsini biz kendimiz döşüyoruz çıktığımız yollara.

Bunu hep söylüyorum; kolaycı bir yanımız var. Kolay ezberleri seviyor, hemen seller sular gibi ezberliyoruz. Hep bildik yollar, bildik tariflerde kalıyor, yeniden uzak duruyoruz.

Eski köye yeni adet getireni, icat peşinde koşanı sevmiyor, hemen dışlıyoruz.

Şairin haklı olarak sözünü ettiği; korkak, cahil ve hakirler olarak kalmayı yeğliyoruz.

Mertlik, yiğitlik, gözünü budaktan sakınmayan, insana, çağa yakışan yeni bilgiler, güzellikler arayan o kahramanlar hep anlattığımız eski masallarda yaşıyorlar.

Yeni sözler, söz dizimleri bulup kurmak marifet istiyor, yeni yolları yürümek güç ve cesaret. Yeni masalların yeni kahramanları olmayı korkudan kimse göze alamıyor.

Ve hep unutuyoruz, tarih korkakları yargılar, hayat af etmez.

Hasan KAYA

30 Kasım 2013 Cumartesi