Bu kirli oyunlarla daha ne kadar çocuk ölecek, kaç annenin canı yanacak…

Daha dün PKK ile görüşenlerin “şerefsiz” olduğunu söyleyen başbakan şimdi ne oldu da “olay herhalde yine İmralı’ya gidebilir” diyor. (28 Eylül 2012, atv)

Oslo ve İmralı ile görüşmelerin yeniden başlayacağının sinyallerini veren değişik bakanlardan sonra, başbakanın, bu açıklamamasının onca gencin ölümünden sonra gelmesi ilginç değil mi?

Bu görüşmelerin başlaması için mi çocuklarımız öldüler. Anneler “görüşün çocuklarımız ölmesinler” desinler diye miydi her şey?

Oy hesapları içinde olmanın bu acımasızlığını kime nasıl anlatacaklar…

KCK davaları ile Oslo ve İmralı görüşmelerinin, basına sızmasına engel olamayan hükümet ve başbakan oy kaybı içine düşerek bir gecede şahin kesilip ortalığı ateşe verdiler…

Şimdi bu kadar çocuğumuz ölmüş, öldürülmüşken görüşmelerin yeninde başlamanın sakıncası olmayacağını mı hesaplıyorlar…

Bu yeni başlangıcın daha karlı hale getirilmesi de unutmamış gözüküyor. Zira düne kadar; BDP ile PKK arasında hiçbir fark olmadığını söyleyen başbakan siyasi uzantı olduğunu ileri sürdüğü BDP’yi sürecin dışında tutmaya özen gösteriyor.

Bu yolla sivil siyasetin gelecek seçimlerde ellerini zayıflatmanın hesaplarını yapıyor. Bu, bölgeden daha çok oy çıkarmak, seçim kazanmak ve cumhurbaşkanlığını garanti etmek mi oluyor?

Siyasetin oy hesapları üzerinden yapılmasını bir yere kadar doğal karşılayabiliriz.

Bunun siyasetin doğası gereği olduğunu söyleyebiliriz.

Ancak halkın BDP ile görüşmelere dahi sıcak bakmadığı ortamda PKK ve İmralı ile görüşmenin zorluğu da ortada.

Bu yolu seçmenin bedeli ağır olabilir.

Umarız bu süreç daha fazla “şehit haberi,” çocuklarımızın daha çok ölmesi, öldürülmesi üzerinden halkın görüşmelere ikna edilmesine dönüşmez.

Çünkü bu yol halkları bir birine düşman ederken, ülkeyi hızla kontrol edilmesi imkânsız bir iç savaşın eşiğine getirebilir.

Hasan KAYA

29 Eylül 2012 Cumartesi